aklı bir karış havada belki yeni hayatlarımızı düşünür
karda ayak izleri kalır dönüp bakmaz asla
gökyüzü kararır içimiz gibi
bir bütün oluruz doğa anayla o hep doğurur biz öldürürüz
çiçekler açar yemyeşil bir ormanın ortasında
türlü türlü böcekler sürüngenler hiç görmediğimiz
ne muhteşem şey bu dünya diye düşünür
düşünür tabii tek işi budur insanoğlunun
bir çölün ortasında görünürken bir kuyu
terini siler adam ve mutlu olur bir anlığına
yürür yürür yürür yolu çok uzun
çölleri aştığında sonbaharı getirir yeni bir ormana
dökülür bütün hissettikleri yaprak yaprak
bir nehrin önünde akar gider şimdi özgürce yaşamak
çıkarır paltosunu başlar soyunmaya çırılçıplak
su soğuk hava soğuk titrek titrek
kendini okyanusun ta ortasına iter
bir olmak üzere şimdi dünyayla
kendi bedenini düşüncelerini hislerini armağan ederken
kavuşturur kırık dizini kollarıyla
ve bir anne kucaklarken kendi yarattığını
kulağına gururla sayıklar adını
ne de olsa kucağındaki o yaratık devam ettirecek kutsal soyunu
büyür o bebek göz açıp kapayıncaya kadar
zaman akar her şey değişir çok hızlı
ne de olsa kucağındaki o yaratık devam ettirecek kutsal soyunu
büyür o bebek göz açıp kapayıncaya kadar
zaman akar her şey değişir çok hızlı
anlamsızlıklar üzerine kurulu hayatlarımız
bir başkasının bedeninde taşıyoruz ruhumuzu
ödünç aldığımız bedeni sahipleniyoruz
ödünç aldığımız hayatları boşa yaşıyoruz
bir başkasının bedeninde taşıyoruz ruhumuzu
ödünç aldığımız bedeni sahipleniyoruz
ödünç aldığımız hayatları boşa yaşıyoruz
benden gelen benim midir
nehir akıp gidiyor özgürce yaşamak gibi
bağırır insanoğlu ama çok geç olur
mevsimler geçer gider kimse görmez
ölmek için yaşamak sahiden anlamsız
ölmek için yaşıyoruz
başka bir bedende tekrar hayat bulmanın bilincinde yaşamalı insan
bu dünyadan ayrılık yok
saçları ağardığında insan farkına varıyor bir şeylerin
bu son mevsimleri görerek yaşıyor
bedenini teslim etmek için siyahlara bürünüyor
karlarda ayak izleri
dönüp bakmaya gerek bile duymuyor
bağırır insanoğlu ama çok geç olur
mevsimler geçer gider kimse görmez
ölmek için yaşamak sahiden anlamsız
ölmek için yaşıyoruz
başka bir bedende tekrar hayat bulmanın bilincinde yaşamalı insan
bu dünyadan ayrılık yok
saçları ağardığında insan farkına varıyor bir şeylerin
bu son mevsimleri görerek yaşıyor
bedenini teslim etmek için siyahlara bürünüyor
karlarda ayak izleri
dönüp bakmaya gerek bile duymuyor